Önce İnan,Başarı Kendiliğinden Gelir - Mustafa Hamamcı

Önce İnan,Başarı Kendiliğinden Gelir


Filleri yetiştirmek için, onları küçücükken kalın bir zincirle bir kazığa bağlarlar. Tabi yavru filin bu zinciri koparabilmesi, kırabilmesi ya da kazığı söküp atabilmesi mümkün değildir. Küçük fil önceleri bundan kurtulmak için tüm gücüyle uğraşır, defalarca dener ama sonucu değiştiremez, özgürlüğüne kavuşamaz. Yıllar geçer, fil kocaman olur. Bağlı olduğu kazığın ve zincirin onlarca katına gücü yetebilir artık. Ama fil asla böyle bir girişimde bulunmaz. O özgür olamayacağına inanmıştır, artık kırılamayan şey, filin zinciri değil inancıdır.
Bu hikayeyi anlatma sebebim yakın zamanda sosyal medyada Emet ile ilgili yapılan anketler oldu. 

O sorulardan biri Emet’in geleceğinden umutlu musunuz? Diğeri Emet’te birlik beraberlik var mı? İki sorunun da sonucu yaklaşık olarak %75 ile HAYIR olmuş.
“Başarmanın yarısı inanmaktır.” Denir. Bence yarısından fazlası inanmaktır. İnsan inanmadığı hiçbir işte başarılı olamaz. 

İlçe halkı olarak özgüven problemimizi aşmamızda öncülük yapması gereken kurumlardan biri Emet Belediyesi olmalı. Biz toplum olarak devletine bağlı insanlarız. Kamu bir işin önünü açarsa toplum olarak arkasını getiririz. Peki Belediye ne yapmalı da öncü olmalı? Şöyle ki;

Türkiye’de son dönemde revaçta olan işlerden biri topraksız tarım. Yılın 12 ayı mahsul alabileceğiniz bir iş. Topraksız tarımda en iyi sonuç alınan, pazar/satış sorunu olmayan, püf noktalarını bildikten sonra yoğun mesai ve emek harcamadan yapılacak işlerden biri Çilek üretimi. 

1.500 m2 üzerine kurulu bir serada en fazla maliyeti profiller teşkil ediyor. Raf sistemi ile 3 katlı olacak şekilde içerisi dizayn ediliyor. İçeride ısıtma sistemi klima ile sağlanıyor. Belirli aralıklarla klima çalışıyor seranın ısı dengesini sağlıyor. 
Yılın 10 ayında mahsul toplayabiliyorsunuz. Toptan fiyatlar yazları 3-5 TL kış ve bahar aylarında 10-20 TL arası değişiyor. Ortalama 8-10 TL’ye geliyor kilosu.
1.500 m2 serada ortalama 33 bin fide oluyor ve yaklaşık 17-18 ton mahsul veriyor. Yılda 130-170 Bin TL kazanç elde edebiliyorsunuz. 

Bunu niye örnek verdim. Şundan, Emet tarımın desteklendiği kapsama giriyor ve topraksız tarım devlet tarafından destekleniyor. TKDK bu projenin doğru şekilde hazırlanıp sunulması halinde maliyetin en az %55’lik kısmını hibe olarak destekliyor. 1.500 m2 lik bir sera (tahminen) 300 bin TL’ye mal olsa 165 Bin TL’lik kısmını devlet karşılıyor. Bu büyük bir nimet. 

Emet halkı olarak en sevdiğimiz şeylerden biri de başarılı olmuş bir işin aynısını yapmak. Biri tost işine başlasa ve tuttursa hemen 3-5 kişi daha tostçu dükkanı açar.
Emet Belediyesi Çilek Üretimi ile ilgili bu girişimi başlatır ve işi doğru şekilde planlarsa Emet çilek üreten bir merkez haline gelir. 1 sera değil 10 sera kurulur. En az 35-50 kişi çalışır. İşin yapıldığını görenler bireysel olarak girişimde bulunur ve birçok insan iş sahibi olur. Bu işi yapanların da ekonomik gelir seviyesi yükselir. 

Proje hazırlaması konusunda Umut Işık Hoca büyük bir avantaj. Proje konusunda oldukça donanımlı ve tecrübeli. Yeniliğe açık, sürekli üreten ve kendini geliştiren çok değerli bir insan. Ama maalesef Emet yeterince faydalanamıyor. Umut Hoca’dan bu konuda destek isteyip Emet Belediyesi örnek olacak bu çalışmaya öncülük etmeli.
Sıcak sularımız bu konuda ayrıca bir fırsat bu işin olması durumunda farklı ürünlerin de üretimi konusunda girişim başlatılabilir. Örneğin domates, maydanoz, marul gibi.

Konuşan değil üreten bir toplum olmak için cesaretimizi toplayıp harekete geçmeliyiz. Öncü olması gereken kurumlar da bu işlerde elini taşın altına koyması için adım atmalı.

Şimdilik bu kadar. Özü ve değerleri ile kendine has bir yapısı olan ilçemizin sözlerinden ziyade işleriyle ön plana çıktığı günleri hep birlikte görmek dileğiyle.


 

[email protected]

YAZIYI PAYLAŞ!

Yorumlar / 1

  • Ahmet PİŞGİN | 25 Şubat 2020 13:08

    Mustafa evladımı tebrik ediyorum. Kendisi İstanbul da olmasına rağmen Emet 'i kendine dert edinmiş. Fikrini hem destekliyor, hem de bu işe nasıl katkıda bulunabilirim diye kafa yoruyorum. Aklıma ilk gelen şey, bizim HAMAM AYAĞI MEVKİSİ' nde 3 dönümlük bir bağ arazimiz var. Orayı sera yapmak isteyene 3 yıllığına meccane (üç yıl kira almamak) kaydıyla vermek isterim. Tutacak kişi daha fazla süre isterse de bunu da ayrıca konuşuruz. Burada belediyemizde bir iş düşüyor, o da şu; sıcak sularımızın bir kısmı boşa dereye akıyor. Bu suyu GÖÇÜK MEVKİSİ'nin üst tarafından suyu AKÇAPINAR YOLU' na (eski çay yolu) geçirerek o yöredeki yüzlerce bağ-bahçe sahiplerinin sulama yapmalarının önünü açmak. İsteyen sera yapar, isteyen sulu bahçe yapar. Devletimiz tarımı destekleme konusunda çok müşfik. Çocukluğumda yaşadığım o bereketli bağ-bahçeleri şimdi virane görmek inanır mısınnız içimi öyle sızlatıyor ki, tarifi imkansız. Ben bana düşeni yapmaya hazırım. Bu vesileyle herkesin mübarek ÜÇAYLARINI da tebrik ederim, slmlr...

YAZARIN SON 5 YAZISI
26Haz

Kardeşinin Katili Olma!

05Haz
27Nis
17Nis
05Nis

Sadaka Belayı Defeder