Emetbor işletmesi bünyesinde çalışan 514 kadrolu işçi kardeşimiz ve ülke geneli 600 bin işçiyi ilgilendiren zam görüşmeleri tıkanırken, pasif grevler başlamıştı. Yürüyüş, basın açıklamarı vs..
Daha sonra ise 1 Ağustostan itibaren iş bırakmaya varan grev kararına Cumhurbaşkanlığınca milli bütünlüğe tehdit gerekçesi ile 2ay erteleme çıktı. Bu drumdan ne işçiler ne sendika memnun değil. Biran önce anlşama yapılması işçilerimizinde lehineydi ama olmadı.
GREV HAKKI GİDEREK VESAYET ALTINA GİRİYOR
Ülkemizde 1980’den sonra grev hakkı rejimi kağıt üstünde devam etse de yasaklarla dolu yeni sendikal yasaların getirdiği çeşitli mekanizmalar (grevi etkisiz kılan greve çıkma prosedürü, artan grev yasakları, sınırlandırılan grev türleri, bir yasağa dönüşen grev erteleme mekanizması) pratikte grev yasağına, grev ihlaline varan yeni bir dönemi başlatmıştır.
Bu dönemde grev giderek vesayet altına alınmıştır. Endüstri ilişkilerinin en tartışmalı konuları olan toplu işçi hakları ve özellikle grev, Cumhuriyet tarihi boyunca farklı eğilimlere sahip siyasal iktidarların temkinli ve mesafeli yaklaştıkları bir konu olmuştur.
HAK ARAMAK KOMİNİZM DEĞİLDİR!
Grev hakkı talep etmenin komünistlikle eşdeğer olduğu dönemlerden grevin anayasal ve yasal güvence altına alındığı dönemlere doğru yaşanan dönüşüme rağmen, bu yaklaşımın hala Türkiye işçi hareketi üzerinde bir gölge gibi var olmaya devam ettiğini, grev hakkı rejiminin var olduğu dönemlerde dahi greve idari ve keyfi müdahalenin yoğun biçimde sürdüğünü söylemek yanlış olmayacaktır.
EMET’E GELİNCE…
Maden yatağı Emet yıllardır emeğini ekmeğini bor madeniniden çıkaran insanların çoğunlukta yaşadığı bir ilçedir Emet. Gerçi son yıllarda servis saçmalıklarınını abartılarak Tavşanlı Kütahyalara uzaması ile taşımalı işçiliğe dönüşsede,Emet’te fabrikaya girmek gelecek demektir.
Maden sahalarına girecek yerlerden arsa almak, sonra istimlakla Etimadene satmak,bunun karşılığında işçi alımı kuralarında direk kura’dan çıkmak Emette iş olmuştur.( Tabi kuradançıkmakta yetmeyecek…)
Bir dönem arabasını satan kredi çeken istimlak deridne düşmüş,gençler açık lise kimya bölümleri için okul önlerinde sabahlamışlardır.
Ve sonuçta girdiniz fabrikaya… Üretim payı, maaş, vardiya derken şimdide hak arama mücadelesi ile Emetbor çilesi sürer gider.
Daha önce işe girmek için tarlanızı istimlak ederken,işe girincede koca koca devlet adamları, sendikalar ömrünüzü istimlak eder.Hak arama mücadelesi, insanca yaşam derken ömür tüketir gidersiniz.
Bizim gibi kapitalizmi zirvesinde yaşayan ülkelerde devlet kurumlarında kurumsallaşma siyasete göre yalpaladığnıdan bazen en aşağı yuvarlanır gene yukarlara çıkmaya çalışırsınız.
Lafın özüne gelince… Hangi kurumda olursa olsun işçi,memur, hak arayabilmeli, derdini anlatabilmelidir. Sorunu görmezden gelip 2 ay ötelemek, çözüm olmayacağı gibi,sorunların katlanmasına da neden olablir.Bakalım bundan sonra süreç nasıl işleyecek?
Alın terinin daima hakkını bulduğu günler dileğiyle iyi haftalar.