SOSYAL MEDYADA İTİBARSIZLAŞTIRMA ÇABALARI VE SAKINCALARI - Prof.Dr.Tuncay USLU

SOSYAL MEDYADA İTİBARSIZLAŞTIRMA ÇABALARI VE SAKINCALARI


SOSYAL MEDYADA İTİBARSIZLAŞTIRMA ÇABALARI VE SAKINCALARI

En popüler sosyal medya konumundaki Facebook’un, dünyanın dört bir yanında bulunan milyonlarca kişinin bilgi ve belge paylaştığı, bilgi veya belgelere yorum yazdığı, birbirleriyle mesajlaşıp konuştuğu bir sanal ortam olduğunu hepimiz biliyoruz. Paylaşılan bilgi, belge veya fotoğraflar sayesinde insanlar kültür alışverişinde bulunuyor, birbirini daha yakından tanımış oluyor, geçmişte kalan anılar hatırlanıyor, uzun süredir görüşülmeyen arkadaşlardan haber alınmaya başlanıyor. İnsanlara fayda ve mutluluk sağlayan bu yönleri Facebook’ un kısa sürede niçin bu kadar yaygınlaştığının ve yediden yetmişe herkes tarafından kullanılıyor olduğunun da cevabı aslında.

 Facebook’un bir diğer faydalı yanı da insanların karakter profilini size sunmasıdır. Paylaştıkları bilgi, belge veya farklı konularda yaptıkları yorumlar ile insanların kişilik yapıları çok kolay bir şekilde analiz edilebiliyor. Tutarsızlık, güvenilmezlik, boşboğazlık, ikiyüzlülük gibi daha birçok olumsuz vasıfları kolayca anlaşılabiliyor. Bu sayede insanlar kimlerden uzak durulması gerektiğini öğreniyor. Büyük şirketlerin iş başvurusu yapanların Facebook hesaplarını inceletmesi bu yüzden olsa gerek.

Bu faydalarının yanında, Facebook’un olumsuz yönleri de yok değil tabi ki. Paylaşılan mutluluk pozları, başarı öyküleri, lüks ortamlar, tatiller, enfes yemekler vb. şüphesiz bu duygu veya olanaklara sahip olmayan insanlar üzerinde üzüntü, eziklik, imrenme, hatta hasetlik gibi duyguların oluşmasına yol açabilir.

Facebook un en önemli olumsuz yanı, çeşitli konularda farklı düşünen veya farklı toplumsal kimliklere (din, ırk, siyasal parti, spor kulübü, vb) mensup insanların, birbiri sevmeyen rekabet halindeki insanların ve aralarında husumet bulunan insanların, hesaplaştığı, dedikodu, iftira veya karşılıklı atışmalar ile birbirini itibarsızlaştırmaya çalıştığı bir meydan niteliği kazanmış olmasıdır.

Çarşı, pazar kahve, işyeri ortamları bu maksatla çok güzel değerlendirilse de, çok daha geniş kitlelere istenilen anda saniyeler içersinde ulaşabilme imkânı ve gücü, Facebook’u dedikodu, iftira ve çekişme ortamı olarak da rakipsiz kılmaktadır. Facebook ta, insanların diğer insanların değerleri ve kişiliklerine saldırmasını yanlış bir davranış olduğunu ve üç açıdan sakıncalı olduğunu düşünmekteyim.

Birincisi, dedikodu ve iftira en büyük günahlardan olup kul hakkına girmektedir ve bu konuda birçok ayet ve hadis bulunmaktadır. İnsanlar, dedikodu veya iftiraların dönüp dolaşıp kendilerini bulabileceğini ve bu şekilde zarar verdiği insanların günahlarını sırtlamak zorunda kalacaklarını unutmamalıdır. Gerçekte var olsa bile insanların hatalarını veya ayıplarını araştırmanın ve diğer insanların duymasını sağlamanın da aynı derecede günah olduğunu bilmek gerekir.

 İkincisi, kendi özel hayatı ile ilgilenmek yerine başka insanların özelini dille dolamak insanlık onuruna yakışmayan ahlaksızca bir davranıştır ve mertlikte veya diğer tabiriyle “delikanlılık” ta yeri yoktur. Bu kişiler genellikle toplum içinde sevilmezler ve güvenilmezler.

Üçüncü sakınca ise yasal veya yasal olmayan yollarla bedel ödemek zorunda kalınması olasılığıdır. Facebook’ta yapılan yorumlar, hakaretler, dedikodular birileri tarafından not ediliyor olabilir. İnkâr seçeneğini de bulunmamaktadır. İftira veya dedikodu ile zarar verilmeye çalışılan kişiler aynı yöntemle karşılık verme yoluna gidebilir, dava açarak yasal yolu tercih edebilir veya yaralama, öldürme şeklinde bir intikam şekli benimseyebilir. Facebook’ta maruz kaldığı saldırılar sebebiyle cinayet işleyen insanların olduğu herkesçe bilinmektedir.

Facebook’u, kıskançlık, rekabet, husumet vb sebeplerle kasıtlı olarak dedikodu, iftira veya hakaret aracı olarak kullanan ve bunu genellikle “toplumu ilgilendiren olaylara tepki” kisvesi altında yapan art niyetli insanların yanında, tamamıyla temiz duygularla, amaçları gerçekten toplumu ilgilendiren birtakım olaylar hakkındaki tepkilerini dile getirmek olan insanlar da var tabiî ki. Bu insanların da, toplumsal tepki-kişilik hak ve değerlere saldırı sınırını çok iyi belirlemesi, konuyu araştırmadan veya tam olarak analizini yapmadan bir şeyler yazıp söylemenin suçsuz ve günahsız insanlara zarar verebileceğini, dedikodu yanında iftira niteliği de kazanabileceğini unutmamaları gerekir.

Sonuç olarak, toplum içinde olunması gerektiği gibi, Facebook vb. sosyal medya ortamlarında da, İslam’a ve insana yakışır bir şekilde davranmak,“delikanlı” ve ”akıllı” olmak gerekir. Bu durum, kişilerin bireysel mutluluğu, barış ve sevgi ortamının korunması ve toplumun birlik- bütünlüğü için gereklidir.

Doç Dr. Tuncay USLU

21.11. 2014

YAZIYI PAYLAŞ!

YAZARIN SON 5 YAZISI