Baharat yolu zamanının en meşhur ticaret yollarından biriydi. Birçok imparatorluk bu yola sahip olabilmek için çok sayıda savaşı göze almış, bu yol üstünde ticaret yapabilmek için anlaşmalar imzalamış, vergiler ödemişti. Konumuz baharat yolunun tarihi gelişimi değil elbette ama bugün marketlerin hemen hemen hepsinde çok rahat ulaşabildiğimiz baharatlara ulaşmak eskiden bu kadar kolay değildi. Hatta öyle bir zordu ki hem denizden hem karadan kilometrelerce yol gidilerek Asya’dan Avrupa’ya binbir uğraşla taşınmıştı. Bu taşıma esnasında baharatların fiyatları oldukça artarak Avrupa’ya geldiğinden ne yazık ki sadece zenginlerin, soyluların ve kralların sofralarını süsleyebildi. Tarçın ise bu baharatların en pahalısı, krallara sunulan bir baharat olarak gözümüze çarpıyor.
Baharat yolu üzerinde taşınan Türk mutfağında da artık gelenekselleşmiş baharatları teker teker masaya yatıralım istiyorum. Bu hafta tatlılardan yemeklere ve hatta bitki çaylarına kadar pek çok yiyecek ve içecek için yaygın bir kullanımı olan tarçından başlayalım.
Tarçın ağacının dış kabukları soyulup kurutularak elde edilen, toz halde veya çubuk şeklinde satın alabileceğimiz bu güzel kokulu baharatın vücut için de birçok yararı var. İçerisinde bol miktarda kalsiyum, demir, potasyum, fosfor, magnezyum, a vitamini, antioksidanları bulunurdur. Hal böyle olunca birçok faydası da lezzetiyle birlikte yanında geliveriyor.
Kan şekeri dengelemeye yardımcı olması tarçını diyabet hastaları için değerli yapar. Antimikrobiyal etkilerden dolayı bakteriler, mantarlar ve virüslerle ciddi savaş verdiğini biliyoruz. Mukusun temizlenmesine yardımcı olur ve dolaşımı teşvik ederek akciğerlerin rahatlamasını sağlar. Soğuk algınlığı, bronşit ve grip gibi durumlarda da bu sebeple faydalıdır. Sadece bir baharat olarak baktığımızda bile kokusuyla lezzetiyle bizi mest etmesini geçtim, bir de yanına bu kadar faydayı sıralayabiliyor olmak tüketmemiz için yeter de artar bile.
Son olarak güneş görmeyen bir yerde, ağzı kapalı şekilde saklamak uzun süre tarçının aromasını koruyabileniz için önemlidir. Çubuk şeklinde olanlar daha uzun süre dayanabilir. Toz olanların ömrü ise biraz daha kısadır. Aşırıya kaçmadan her gün bir miktar tüketelim.
