Ak partide kongre süreci yaklaştıkça, kahvehane,esnaf dükkanlarında gündem elbette başkanlık.
Mevcut başkan Süleyman Ciner devam edecekmi,yoksa değişecekmi? Kimler aday olacak? Önceki kongre öncesindede olduğu gibi çok sayıda aday çıkarmı?Kim kimi destekler? Vs…
Hoş sohbetlerle,bazen eleştiri,bazen hoş nüktelerle en çok konuşulan konu bu… Amerikaya başkan seçer gibi, ve dahi Emet gündeminde en önemli mevzu buymuş gibi konu bu. Ne yapsanız bu muhabbetlerin önüne geçemezsiniz.
Ama işin güzel yanı birbirini kırmadan çeşitli latifelerle adaylık muhabbetleri yapılıyor.
İşte bunlardan biri ,yani siyasi kulis merkezlerinden biride Çarşı cami yanında esnaflık yapan Ali ER’in dükkanında yaşanıyor…
Kesin olmamakla birlikte AK parti ilçe başkanlığına aday olacağı belirtilen Ali ER, yine kesin olmamakla birlikte aday olabileceği belirtilen Ali Ceyhan ,Belediye meclis üyesi Ahmet Çakmak,İl genel meclisi üyesi İsmail Elmacı,ilçemiz iş adamlarından Süleyman Gökduman, Hasan Kurnaz hocam,Dere mahallesi Muhtar Hasan Yürümez ve birde ben deniz Ercan Kolku bir araya gelirse konu ne olur?
Elbetteki siyaset… Bir yandan siyaset konuşuluyor,diğer yandan da Süleyman Gökduman’ın Simavdan getirdiği meşhur tahin helvası yeniliyor.Ağızlar tatlanıyor,muhabbet koyulaşıyor…
Haliyle AK parti ilçe başkanlığı seçimleri ne olur, ne gider,kim olur, derken, bizim HELVA hikayesi akla geliveriyor.Bizlerde mevcut başkanla birlikte muhtemal aday olması söz konusu 2 vatandaşımızla 3 adaya ulaşma yolunda hikayemizi anlatıverdik;
Üç kişi yol arkadaşı olmuşlardı. Yol arkadaşlığı boyunca elde avuçta ne varsa beraber yiyip içtiler, ama yol uzun keseler kısa olduğu için bir yerde iş tıkandı kaldı. Son paraları ile bir paket helva aldılar. Aldılar almasına da ufacık helva 3 kişiye ne desin?
Başlamışlar tartışmaya. “Benim param daha çoktu…” “Ben dün falancadan fazla yememiştim…” falan filan. İçlerinden biri demiş ki;” Bu iş böyle olmayacak. Şimdi yatalım. Gece en güzel rüyayı gören kalkınca HELVA’yı yesin”
Fikir kabul görmüş. Herkes bir köşeye kıvrılmış. Sabah olmuş, oturmuşlar 3 arkadaş. İlki başlamış konuşmaya; “Ya arkadaş öyle güzel bir rüya gördüm ki, mümkün değil güzelliğini anlatabileyim. Rüyamda yanıma Hz. Musa geldi. Beni aldı, Nil nehrine götürdü. Balık tuttuk, yüzdük, bir eğlendik ki sormayın gitsin. Helva benim hakkımdır.”
2. arkadaş gülmüş;” Oda rüyamı kardeşim. Ben bir rüya gördüm ki, kimse o güzellikleri tasavvur edemez. Rüyamda Hz. İsa yanıma geldi. Beni aldı, 7 kat göklere çıkardı. Dünyayı gökyüzünden seyrettim. Kuşlarla selamlaştım. Arş’ta melekleri gördüm. Öyle güzellikleri gördümki anlatamam, HELVA benim hakkımdır.
3. arkadaş anlatılanları bir yandan dinliyor, bir yandanda gülüyordu. Doğrulup iki arkadaşına seslendi;” Bakın arkadaşlar birde beni dinleyin. Benimde rüyamda yanıma peygamberimiz Hz. Muhammed geldi. Hafifçe dürterek,’ Kalk kalk!’ dedi. Arkadaşlarının biri Musa ile suda yüzüyor, diğeri, İsa ile gökte geziyor, sende boş durma kalk HELVA’yı ye dedi. Bende kalkıp HELVA’yı yedim.”
******
Şimdi geldik, zurnanın EMET dediği yere…
Herkesin hayallerini,rüyalarını daha gelişmiş bir Emet süslüyor. Apartlarla zenginleşmiş,yılın 12 ayı nüfusunun yarısı kadar yerli turistin çarşılarında dolaştığı, ulaşımının kolay, hastanelerinde tüm branş doktorlarının bulunduğu,alt yapı sorunu olmayan, üst yapısı modern ve rengarenk olduğu velhasıl, şehrinin ve insanlarının mutlu olduğu bir Emet…
Ancak bu hayali gerçekleştirme adına bizler rüya görmeye devam ederken HELVA’yı götürenin hep başka ilçeler olduğunu görmek bazen umutları kırıveriyor.
Şimdide Emet ilçe başkanlığı için ortaya konulan helvayı kim yer, kim karşıdan bakar bilemeyiz ama bildiğimiz bir şey varki;
ODA RÜYALARI GERÇEKLEŞTİRMENİN EN KESTİRME YOLUNUN UYANMAK OLDUĞUNU BİLMEKTİR…
Temennimiz, tüm Emetlinin ortak rüyalarının gerçekleşmesidir. Bunun içinde helvanın etrafında toplanarak kardeşçe paylaşmak, ağız tadıyla memleketin yönetilmesidir.
Hem birazda helva kavgası etmeden masada olup olmadığına da dikkat etmek gerekir. Belkide helva çoktan bitmiştirte, boş tabak kavgası yapılmaktadır!
